YOKOHAMA MARINOS
bu kazma diye kuyunu, kazanlardır pişirdikleri armuta batıran seni
kararlardır pek çok seferi düzenleyen
kanatlarını yoklar insan
bir cuma gecesi dönüp baktım, sarsılıyor tik tak tik tak tavşanın
kadranı sordum
kaplumbağa mı verdi sana bu telaşı
yok dedi anan
iyi ya o zaman, anama selamlarını ileteceğim
sen de bu kadar korkma ondan.
korku da neymiş, dedi tavşan yüzü kıpkırmızı.
öfke de neymiş, dedim
geliyorum
görünmeden gidiyorum
size laflar hazırlamadım
ben dilenci değilim
başkanım yanlış anladınız
boşver sen yanlışla,
öteki etiketler nasılsa aklı hür
ve vicdanı hür ya,
ondan.
tabii bi de ayda 9.99 kuruş taksit imkanı
aranıza yatırdığınız çocuk,
harcı değil evinizin.
ne öyleyse, katli vacip bir sırıtış mı?
övelim mi dövelim mi,
vur dersin
söndürelim mi mumu artık
peşinden bağdat'a gittiğim hakkımı buldum dedim
niye gittin, dedi
merak ettim gelecek misin.
tam sürreal çelişkilerin burnundan akıyor grip misin dedim,
dedi öyleyim
ne yardan ne serden geçerim
zehri zakkumuna bandım kuru soğanın.
öyle zevkle yedim, elma sandı kendini.
senin çekirdeğin yok cücüğün var diyemedim
oysa ne tip bir soğan, elma olmak ister ki?
sanıyorum internetten görüyorlar
hep bu tripleri
engerekli zamanın kuyruğu kopunca,
ne etsin bulanan karnı karınca,
sürükleyecek evine leşini,
ailesini besleyecek koca kış boyunca
boşver yokohama marinosta termit çok
XEREZ' DE BİR TETİKLEME HATIRASI
kim kimle tetiklendi bilmiyorum
kendi ölümü savunmayacağım,
seninkini de.
bir kişinin değişmesi iki kişiyi değiştiriyor
dedi şaşırdı
sen mutsuzsun senin yüzünden arkadaşlarım birbirini bıçaklıyor
dedi güldü
böyle bir ölüm senaryosu yok bence di mi…
geldiğinde beni ölü falan bulmayacaksın
ölmeyeceğim çünkü
Delüzyonumu görüyorum
ama sıvısı boşaltılırken tohumumun,
birinin bir bebek kaçıracağına çok eminim sanki.
Çünkü hayal bulaştı gerçeğe
ve durduramadım onu, durdurmadım da.
Şimdi tanımadığım akrabalarım tanımadığım yüzlerde
oo maşşallah çekiyor
sihirbaz üşengeçliğin
prenses nazından mı yarim?
ucunu bulamayacağımız bir şımarıklıksa bu,
haberim olsun şatodan uzun saçlarım
en etkideysen ben tepkideyim.
gülerken de savaşabiliriz,
neden illa bozuşalım?
krizler giderek şiddetleniyor
mu yoksa tahammül sınırımız mı düşüyor
kestiremiyorum
kestiremiyorum belki yine ikisi de
aynısını kardeşine de söylemiştim.
adios, muchas gracias!
SAHTE OYUNLAR
La Résistance,
i nie wiem dlaczego walczymy
Bir mavzer kurşunu akıtırken kanımı
Belki öğrenirim yaşamı, seni, gerçekliğimi
Kan transfüzyonu,
Plaster, gazlı bez, bisturi, neşter
ve direniş;
sahi, bozabildik mi oyunu?
AKSİSEDA
Bir sigara pakedi gibi buruşturulmuş
cılız bir taarruz gibi savuşturulmuş
yıllara olan özlemle içimde
dünler önce giden hatıranın ardından
ağlamaktayım, eller kavuşturulmuş
bitmek bilmeyen bir kıyamdayım.
Sen,
sümüklü fukara çocuklarının beslediği güvercin,
sen,
taklalar atarak kaçıp giderdin ve ben,
seni çok severdim.
Sansar haykırışlarının aksisedası hâlâ hatırımda
padişah türbesinde, evliya yatırında
yıkık bir kümes; kan, irin, vicdan
parçalandın, tüylerin saçıldı yüreğime
neredeyse edecektim Allah'a isyan,
beybi.